Şimdiye kadar yapay zekânın (YZ) emek süreçlerinde yabancılaşmayı derinleştiren, işçi sınıfı üzerindeki sömürü ve denetimi yoğunlaştıran, bireyi metalaştırarak öznelliğini aşındıran bir araç olarak işlev gördüğü; ekolojik krizleri derinleştirdiği ve emperyalist çatışmalar ile militarizmi yeni teknolojiler aracılığıyla besleyerek insanlık ve gezegen için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu tespit ettik. Bu çerçevede biz sorunun YZ teknolojisinin kendisinden ziyade, onun kapitalist üretim ilişkileri ve kâr maksimizasyonu güdüsü ile şekillenen ve emperyalist kapitalist sistemin dayattığı kullanım biçimlerinde yattığını vurgulamak istiyoruz. Yapay zekânın kapitalist sistem içerisinde mevcut kullanım biçimlerinin işçi sınıfına, doğaya ve insanlığa yeni türden bir saldırı alanı olduğunu düşünüyoruz. Bu çok boyutlu saldırıyı tahlil etmenin yanında, mevcut ve olası perspektif ve mücadele stratejilerini de tartışmak gerekiyor. Sonuç olarak, yapay zekânın sunduğu potansiyelin insanlığın özgürleşmesi için kullanılabilmesi, ancak kapitalist sistemin aşılmasına yönelik bütünlüklü bir sosyalist mücadele ile mümkündür.
Üç Mücadele Hattı
Genel olarak yapay zekâ araştırma ve geliştirmelerine karşı üç farklı söylem ve mücadele hattının yer aldığını görüyoruz:
- Reform, denetleme, düzenleme, etik çerçeve, yönetişim önerenler
- Teknoloji üzerinde katı bir denetim ve yasaklama önerenler (yeni makine kırıcılar)
- Antifaşist bir mücadele hattı önerenler
Elbette bunlar bizim kendi kategorilendirdiğimiz hatlar ve bunlardan birkaçının bir arada karşımıza çıktığı durumlar da yok değil. Örneğin AB Yapay Zekâ yasası bir düzenleme olsa da kabul edilemez olarak sınıflandırılan yapay zekâ araçlarının geliştirilmesi ve kullanılmasını yasaklamayı da amaçlıyor1.
Onarıcı Hat: Sistem içinde çözüm mümkün mü?
İlk mücadele hattının önemli savunucuları arasında özellikle ABD’de ve Avrupa’da yapay zekâ etik ve sorumluluk araştırmaları yapan araştırmacılar ve sivil toplum kuruluşları yer alıyor. Bu kuruluşlar arasında Center of Responsible AI, Global Center of AI Governance, AI Now Institute, Distributed AI Research Institute, AlgorithmWatch, Data Justice Lab, Algorithmic Justice League gibi kuruluşları sayabiliriz. (İronik bir şekilde OpenAI da güvenli ve yararlı yapay genel zekâ geliştirme amacıyla kâr amacı gütmeyecek şekilde kurulmuş bir kuruluştur2). Bu kuruluşlar özellikle araştırma ve lobi faaliyetleriyle yasalar ve yönetim üzerinde daha sorumlu, etik, enerji verimli, eşitsizliği gideren yapay zekâ ürünleri için çaba sergiliyorlar. Kamusal farkındalığı artırmak yanında yapay zekâ alanındaki şirketleri, araştırmacıları yapay zekânın zararlarını ve önyargılarını azaltmaya teşvik etmek gibi hedefler de gözetiyorlar.
Bu tarz talepler ve pratikler; kapitalizmin ırksal ve toplumsal cinsiyetçi önyargıları nasıl yeniden ürettiğini görünür kılmada yardımcı olabilirler veya “daha adil algoritmalar” talep edebilirler. Fakat kapitalist piyasa için algoritmalar üretme çerçevesinden çıkamazlar, sermayenin kâr amacı ve meta ilişkisini sorgulamazlar.
Düzenlemelerin kapitalist sistemde neden işe yaramadığının yapısal ırkçılık, ayrımcılık, özünde sermaye sınıfının işçi sınıfı üzerindeki sömürüsüne dayalı olması gibi örnekleri olsa da, yakın bir geçmişte ortaya çıkan küresel Volkswagen dizel emisyon skandalını3 akla getirmemiz bile yeterlidir. Kâr etme güdüsüyle işleyen bir sistemde, illa ki düzenlemelerin açıkları bulunacak ve daha fazla kârlılık için diğer her şey görmezden gelinecektir. Ayrıca sistemin temel çelişkileri yerine bazı görünümlerine yönelik talepler, kapitalizmin meşruiyet üretme mekanizmasının bir parçasıdır. Elbette sistemin demokratikleşmesi, eşitsizliğin azalması gibi bazı kısmi sonuçlar elde edilebilir ama yapısal sorunlar ancak yapısal değişikliklerle çözülebilir.
Yıkıcı Hat: Teknolojisiz mi yaşamalıyız?
Yeni Ludizm olarak da adlandırılan bir akımı buraya yerleştirmek çok mümkün. Yeni Ludizm, modern teknolojilere direnen ve bazı veya tüm teknolojilerin daha ilkel bir düzeye geri dönmesini dayatan, lideri olmayan ve birbiriyle bağlantısı olmayan grupların oluşturduğu bir harekettir. Küreselleşme karşıtı hareket, anarşist ilkelcilik, radikal çevrecilik ve derin ekoloji hareketleriyle ilişkileri var. Luddistler, makineler ortaya çıktığında o makinelerin kendilerini yerinden etmesinin öfkesiyle ve bir sınıf cevabı olarak onları kırarken yeni makine kırıcılar teknolojinin her biçimine karşı duruyorlar. Üstelik Luddistler çoğunlukla sanayileşmeyle ilgili teknolojinin gelişmesinin ekonomik etkilerini ele alırken, yeni Luddistler teknolojik gelişmeye karşı daha geniş ve topyekün bir güvensizlik eğilimi gösteriyorlar. Neo Luddistlerin bir kısmı teknolojiyi insan yaratıcılığına ve kültürüne içkin olarak görürler, insan yaşamlarını ve topluluklarını tahrip eden teknoloji türlerine karşı duruyorlar4. İnsan merkezli teknolojilerin yerine doğa ile uyumlu teknolojilerin geçmesi gerektiğini söylüyorlar.
Ludizm5 dönemi açısından önemli bir isyan ve mücadele biçimiydi ama ne sanayileşmeyi ne de kapitalizmin gelişmesini durdurabildi. Yeni makine kırıcıların da temel sorunu burada ortaya çıkıyor. Bizim bireysel olarak teknolojiyi kullanmak istemememiz, onu kırmamız, parçalamamız, karşı durmamız (gözetime karşı koyma gibi belli durumlarda önemli kazanımlara yol açsa da) sorunun kökeniyle ilgilenmedikçe bireysel veya küçük grup çabasının ve kazanımının ötesine geçemiyor.
Bu kategorideki bazı eğilimlerin önemli bir özelliği de insanın tekrar ilkel yaşama, tarım toplumuna dönmesini vaaz etmeleri. Tarihin tekerleğini, gelişmeyi geriye doğru döndürmenin pek mümkün olmadığını düşündüğümüzde, bu isteğin de yine bireysel kurtuluşla sınırlı kaldığını görmek gerekiyor. Kapitalizmin bu kadar yaygınlaştığı bir yerde bizim bireysel olarak gidip bir yerde çiftlik kurarak insanlarla ilişki kurmadan yaşamak istememiz çözüm değildir. Toplumsal ve tarihsel bir canlı olan insanın bunlardan uzaklaşmasının sonucu Christopher McCandless gibi doğanın ortasında kendi kendine yetemeyerek ölmek olacaktır6. Çünkü insanlar bir topluluk halinde, dayanışarak, paylaşarak, iş bölümüyle yaşarlar.
Antifaşist Hat: İnsanları Örgütlü Bir Mücadeleye İkna Edebilir miyiz?
Son hattı da yapay zekâya karşı mücadeleyi örgütlü mücadelenin bir parçası olarak önerenler oluşturuyor. Bu yaklaşımlar sendikal mücadele, müşterekler mücadelesi, işçi konseyleri, anti-faşist cepheler ve direnişler gibi farklı alanlarda mücadele örmeyi veya o mücadelelerin bir parçası olarak teknoloji sorununu ele almayı öneriyor. Mevcut sisteme ve sorunlarına karşı mücadele ederken teknolojiye karşı mücadeleyi de önemli olarak değerlendiriyorlar. Örneğin bu hattaki kişilerden biri olarak gördüğümüz Dan McQuillan “herhangi bir şeyi ‘çözmek’ için değil, değişen koşullar altında bakım ve toplumsal yeniden üretim sistemlerinin kolektif özgürleşmeye katkıda bulunacak” bir yeni aygıt çabasını önermektedir7. Bonini ve Treré de algoritmaların hegemonyasına karşı özneliğin ve özerkliğin kazanılması gerektiğini savunarak, algoritmalar tarafından dayatılan yaşama karşı farklı direnişler sergilemek üzere algoritmaların nasıl kullanıldığı ve kullanılabileceği üzerine bir çerçeve sunuyorlar8. Önerdikleri çerçevenin temelini etik ekonomi tartışmasıyla başlatıyorlar.
Yapay zekâ, üretim süreçlerine dahil oldukça sendikal hareketlerin de gündemine giriyor. Yüz elli ülkeden sendikaları, hizmet alanındaki emekçileri bir araya getiren UNI Global Union (UNI Küresel Sendika); sendikalar, işyeri temsilcileri ve işçiler için yapay zekânın işyerlerinde uygulanması konusunda somut talepler sunabilecekleri bir belge hazırlamıştır9. Bu ilkeler arasında şeffaflık (işçiler, kendilerini izleyen veya değerlendiren algoritmalar olduğunu bilmeli), hesap verebilirlik (bir yapay zekâ kararının hata yapması halinde sorumluluk bir insanda olmalı), ön yargısızlık (işe alım veya terfide algoritmalar ayrımcılık yapmamalı) ve insan denetimi (tamamen otonom karar mekanizmalarının kabul edilmemesi, insan onayı/düzeltmesinin olması) gibi maddeler yer alıyor.
Yapay zekânın farklı alanlarda kullanılmasıyla birlikte sendikaların yaptıkları toplu sözleşmelerde yapay zekâya dair farklı hükümler de artıyor10. General Motors’ta, Birleşik Oto İşçileri Sendikasının (United Auto Workers); Boeing’de Uluslararası Makinistler ve Havacılık – Uzay İşçileri Sendikasının (International Association of Machinists and Aerospace Workers) ileri teknolojiler hükümleri altında otomasyonun işçi çıkarmaya yol açmaması, sendikanın teknolojiye dair önceden bilgilendirilmesi ve işçilerin yeniden eğitilerek yeni işlere adaptasyonu toplu sözleşmeye ekletildi. Ayrıca 2023 Hollywood Grevi ile de gündeme gelen medya ve eğlence alanındaki sendikalar (Uluslararası Tiyatro Sahne Çalışanları İttifakı, Ekran Oyuncuları Derneği – Amerikan Televizyon ve Radyo Sanatçıları Federasyonu, Amerika Yazarlar Birliği, NewsGuild – Amerika İletişim İşçileri) ise Hollywood Yapımcıları, Sinema ve Televizyon Yapımcıları Birliği, ABC, CBS, NBC, Associated Press gibi medya sermayesi ile yaptıkları toplu sözleşmelerde doğrudan yaratıcı emeği korumaya yoğunlaşıyor. Bu sözleşmelere göre yapay zekâ; sendika üyelerinin sesi, yüzü, metni veya sanatsal ürününü ikame edemez hükmü getiriliyor. Dijital kopyalama, yapay ses/oyuncu kullanımı veya senaryo üretimi gibi alanlarda ancak işçinin önceden rızası ve ek ücret karşılığında sınırlı kullanım mümkün hale getirilmeye çalışılıyor.
Bu hat doğrultusunda araştırmacıların yaptığı çalışmalar ve sendikal mücadele yanında son yıllarda büyük teknoloji firmalarındaki örgütlenmeleri ve eylemleri de sayabiliriz. Teknoloji İşçileri Koalisyonu11 teknoloji alanındaki işçilerin bir araya geldiği bir taban örgütüdür. Eylem ve kampanyalar arasında 2019 yılında Google işçilerinin iklim eylemleri12, Stop AI sivil direniş eylemleri13, Microsoft işçilerinin İsrail’le ilişkilere karşı yaptığı eylemler14, büyük teknoloji şirketlerinin İsrail yanlısı tutumuna karşı teknoloji işçilerinin kurduğu “Filistin İçin Teknoloji”15 sayılabilir.
Tüm bu çabalar gerçekten önemli ve değerli sonuçlar doğurabilir. Sosyalist bir toplumun nüvelerini kapitalizm içerisinde de taşıma potansiyelleri de var. Kapitalizme karşı koyma pratiklerini, birlikte örgütlü mücadele pratiklerini de kazandırabilir. Ancak bütünlüklü bir şekilde kapitalist üretim ilişkilerini tamamen ortadan kaldırmayı hedeflemeyen çabalar ya kapitalizm içinde soğurulma ya da reformist hatta savrulma riski de taşıyorlar.
Peki Ya Sosyalizm Mücadelesi?
Yapay zekânın insanlığın, gezegenin ve tüm canlıların yararına kullanılmasının sırrı, içinde yer aldığı üretim tarzıyla ilişkilidir. Üretim tarzını değiştirdiğimizde, başta yapay zekâ olmak üzere tüm teknolojilerin olumlu potansiyellerini gerçekleştirmemiz mümkün olacaktır. Yapay zekâ kendinden menkul, kendi kendine karar veren bir teknoloji gibi gözükse de, aslında egemen sınıfın çıkarlarına hizmet eder. Çünkü ne bilim ne teknoloji ne de ürünler tarafsızdır, maddi koşullar onları da belirler. Sınıflı bir toplumda, egemen sınıfın çıkarlarını güderler. Bu noktada bize düşen bu teknolojileri anlamak, anlatmak, gerektiğinde demokratik bir yaşamın parçası kılmanın yanında, topyekûn üretim tarzını, yani kapitalizmi daha iyi bir sistemle, herkesin eşit olduğu daha adil bir sistemle, sınıfların olmadığı bir toplumla değiştirmektir, bunun örgütlü mücadelesini yürütmektir. Bu mücadeleyi yürütmedikçe yapay zekâya hangi açıdan yaklaşırsak yaklaşalım eksik kalacaktır ve karamsar bir tablo karşımızda duracaktır. Sınıfsız toplumu inşa ettiğimizde yapay zekâ insanların hizmetinde, insanların ve gezegenin karşılaştığı sorunları çözmek için, insanların refah içerisinde yaşayabilmesi için kullandığımız önemli bir araç olacaktır. Yapay zekâ, otomasyon, robotlar ve bilişimin zihinsel ve bedensel emek arasındaki sınıflı toplumlarda mevcut olan karşıtlığı ortadan kaldırma, çalışma zamanımızı azaltma, canlıları ve gezegeni sömürmeden tüm insanların geçimini sağlayacak üretim koşullarını ortaya çıkaracak potansiyellerini ancak böylesi bir sınıfsız toplumda mümkündür.
- Future of Life Institute, High-level summary of the AI Act, 27 Şubat 2024 ↩︎
- Open AI, Evolving OpenAI’s structure, 5 Mayıs 2025 ↩︎
- Vikipedi, Volkswagen emisyon skandalı, 27 Haziran 2024 ↩︎
- Chellis Glendinning, Notes toward a Neo-Luddite Manifesto, 1990 ↩︎
- Vikipedi, Ludizm, 17 Ocak 2025 ↩︎
- Vikipedi, Christopher McCandless, 18 Haziran 2025 – Into the Wild adlı kitap ve filmde hayatı işlenen, vahşi doğada tek başına yaşamaya çalışırken hayatını kaybeden Amerikalı gezgin. ↩︎
- Dan McQuillan, Yapay Zekâya Direnmek – Antifaşist Bir Yaklaşım, NotaBene Yayınları, 2024 ↩︎
- Tiziano Bonini ve Emiliano Treré, Algorithms of Resistance: The Everyday Fight against Platform Power, MIT Press, 2024 ↩︎
- UNI Global Union, https://uniglobalunion.org/report/10-principles-for-ethical-artificial-intelligence, 11 Şubat 2017. ↩︎
- UC Berkeley Labor Center, Negotiating tech, 2 Temmuz 2025 ↩︎
- Tech Workers Coalition, https://techworkerscoalition.org/ ↩︎
- Julia Carrie Wong, Google workers call on company to adopt aggressive climate plan, The Guardian, 4 Kasım 2019 ↩︎
- Stop AI, https://www.stopai.info ↩︎
- Associated Press, Microsoft employee protests over Israel military ties lead to 18 arrests, CNN, 21 Ağustos 2025 ↩︎
- Diyar Saraçoğlu, ‘Filistin İçin Teknoloji’ oluşumunun kurucularından Paul Biggar ile söyleşi, bianet, 6 Ağustos 2024 ↩︎