Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı

Berlin’de koskocaman işlevsiz bir beton silindir vardır: Schwerbelastungskörper (ağır yük taşıyan gövde)1. Bu beton silindir Adolf Hitler’in baş mimarı Albert Speer tarafından bölgenin bataklık, kumlu zemininde büyük binalar inşa etmenin mümkün olup olmadığını denemek için inşa edilmişti. 1941 ve 1942 yılları arasında inşa edilen bu silindir blok, yakınında inşa edilmesi planlanan devasa bir zafer takı […]

Berlin’de koskocaman işlevsiz bir beton silindir vardır: Schwerbelastungskörper (ağır yük taşıyan gövde)1. Bu beton silindir Adolf Hitler’in baş mimarı Albert Speer tarafından bölgenin bataklık, kumlu zemininde büyük binalar inşa etmenin mümkün olup olmadığını denemek için inşa edilmişti. 1941 ve 1942 yılları arasında inşa edilen bu silindir blok, yakınında inşa edilmesi planlanan devasa bir zafer takı için zemini test etme amacını taşıyordu. Şu an amaçsız bir şekilde Nazi iktidarının büyüklük denemelerinin bir temsili olarak Berlin’de duruyor.

image - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 7

Adolf Hitler’in Albert Speer ile birlikte Berlin için tasarladığı Welthauptstadt Germania (Dünya Başkenti Germania) projesi2

Hem bu silindir blok hem de devasa gemiler, tanklar, toplar, uçaklar, binalar, meydanlar, anıtlar, kuleler faşizmin büyüklük arzusunun önemli bir temsilidir. Her ne kadar bu silindir blok, zeminle ilgili bir şeyi denemek için yapılsa da (nihayetinde yine hiçbir işe yaramayacak olan devasa bir zafer takının zemini için) boşu boşuna emek, zaman ve kaynak ayrılan gereksiz bir büyüklük denemesidir. Faşizmin her şeyin en büyüğünü inşa etmeye yönelik arzusunun bir dışavurumudur.

İtalyan faşizminde de3, İspanyol faşizminde de, Alman faşizminde de4, buna ilişkin örnekleri sıklıkla görmek mümkün5. Kendilerini geçmişten gelen büyük bir imparatorluğun, mesela Roma’nın devamı olarak görüp, bu yüzden her şeyin en büyüğünü yapmak, zaferlerin en büyüğünü kazanmak, insanların en kahramanını yetiştirmek faşizmin tipik bir özelliğidir. Gerçi benzer bir büyüklük takıntısını mimari, taşımacılık, madencilik gibi, kapitalizmin farklı alanlarında da görüyoruz. En yüksek binalar, en büyük yük gemileri, en büyük uçaklar, en büyük maden ekipmanları gezegenin kaynaklarını kapitalizmin kârı için çıkarmaya, taşımaya, kullanmaya yarıyor. Çünkü sermaye durmaksızın büyümesi gerektiğine ilişkin bir içsel eğilime sahip, eğer durursa veya büyümezse yok olacağının farkında.

image 1 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 9

Viyana’daki uçaksavar kulesi6

image 3 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 11

İtalyan Medeniyeti Sarayı7

image 4 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 13

Mauthausen toplama kampının kapısı8

image 5 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 15

Bagger 288: Krupp tarafından enerji ve madencilik şirketi Rheinbraun için üretilen tek paletli mobil şerit madencilik makinesi9

Bu büyüklük hırsının bugünkü tezahürünü yapay zekâda görüyoruz. Büyük teknoloji şirketlerinin mevcut yapay zekâ yarışı da bu faşist dışavurumu hatırlatıyor. Zaten başka araçlarla kolayca yapabildiğimiz matematiksel hesaplamaları yapabilmek, insanın yaptığına yakın düzeyde akıl yürütmeleri gerçekleştirebilmek, yapay sinir ağlarının çalışma ilkeleri nedeniyle tamamen yok edilmesi mümkün olmayan hataları azaltmak gibi kazanımlar için kaynakları vahşice yağmalayan modeller, hem faşizmin büyüklük takıntısının hem de kapitalizmin kâr hırsının bir bileşimi gibi gözüküyor.

Bugün, “hızlı” çalışan ve birçok işi “başarılı” bir şekilde yapması amaçlanan büyük yapay zekâ modellerini geliştirmek için muazzam miktarda finansal ve toplumsal kaynak gerekiyor10. Küçük kazanımlar için modeller sürekli iyileştirilirken, yayınlanmaya değer bulunmayan birçok ara model de ıskartaya çıkarılıyor. Büyük şirketler birbirleriyle rekabet etmek uğruna, anlamsız bir şekilde gezegenin önemli kaynaklarını boşu boşuna tüketiyorlar11. Bu akıl almaz yapay zekâ yarışı için yoğun bir bilişim altyapısı kullanılıyor ve bu talebi karşılamak için birçok yeni veri merkezi kuruluyor, planlanıyor121314. Halbuki beton silindir için harcanan kaynaklar bile bir kere harcandı, belki de turistik bir cazibe mekânı olması için sadece az miktarda kaynak tüketmeye devam ediyordur. Dolayısıyla bu yapay zekâ ürünlerinin beton silindirden önemli bir farkı, geliştirilmeleri için gereken muazzam kaynağın yanında kullanıldıkları süre boyunca da yoğun bir bilişim altyapısına ihtiyaç duymaları. Üstelik tüm bu bilişim altyapısı ve veri merkezi inşa edilirken de kullanılırken de insanların ihtiyaç duyduğu arazi, elektrik15, su gibi kaynakları aşırı bir şekilde tüketiyor16.

abd - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 17

Virgina’daki 2003’ten 2024’e arazilerin nasıl da veri merkezleri tarafından talan edildiğini gösteren değişim17

2003’ten 2024 yılına kadar ABD’de veri merkezi inşa alanı olan Virginia eyaletindeki dönüşüme baktığımıza arazi talanını rahatlıkla görebiliyoruz. ChatGPT gibi sohbet robotlarının temelini oluşturan modellerin hem eğitilmesi hem de kullanımı için yoğun bir enerji tüketimi var ve bu tüketim her yıl neredeyse 2 katına çıkıyor. 2034 yılına kadar sadece veri merkezlerinin küresel enerji tüketimi, Hindistan gibi büyük ve kalabalık bir ülkenin enerji tüketimine ulaşacak18.

image 11 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 19

Yapay zekâ modellerinin tahmini enerji tüketimi her 1.4 yılda 2 katına çıkıyor19

image 13 - Faşizmin ve Yapay Zekânın Büyüklük Merakı - 21

2011–24 yılları arasında sınır modelleri eğitmek için gereken toplam güç tüketimi sürekli arttı20

Yapay zekâya yönelik veri merkezleri soğutma için yoğun bir şekilde su kullanıyor. Buna rağmen 2022 yılından beri ABD’deki yeni veri merkezlerinin üçte ikisi halihazırda yüksek düzeyde su sorunu olan bölgelerde inşa ediliyor21. Bilgisayar donanımları için yonga üretimi için de muazzam miktarlarda suya ihtiyaç var, bu yüzden yonga fabrikaları da suya erişimin kolay olduğu yerlere inşa ediliyor22. Temiz içme suyuna erişim mutfağımızda, banyomuzda harcadığımız miktar yüzünden değil, bu kaynaklar sınırlı değilmişçesine sorumsuzca harcandığı için daha da zorlaşıyor. Örneğin bu yaz İzmir’de ciddi su sıkıntısı nedeniyle planlı su kesintileri yaşanırken, tam da Tahtalı barajının yanı başına Jeotermal Enerji Santrali kurma konusunda ısrarcı olmak benzer bir anlayışın ürünü. Veri merkezlerine, yonga fabrikalarına, yapay zekâya böylesine büyük miktarlarda elektrik, su, arazi harcanması, insanlara ve diğer tüm canlılara ait olan kaynakların nasıl da kapitalizmin hırsına kurban edildiğini gösteriyor.

Kapitalizmin kâr hırsının bir örneği olan bu yapay zekâ yarışı, bir silahlanma yarışına da benziyor. Üstüne üstlük yapay zekâ araçları, faşizmin bir temsili olmasının yanı sıra faşizmin yükselmesinin bir aracı haline geliyor. Sermayenin üzerimizdeki hegemonyasını güçlendiriyor. Üstelik bununla da kalmıyor. Gareth Watkins’in doğru bir şekilde tespit ettiği üzere23, yapay zekâ, tam da faşizmin devasa anlamsız çirkin binalarını andıran, bulamaç olarak adlandırılan oldukça kötü “sanat eserleri” üretiyor, aşırı sağın ihtiyaç duyduğu ve aradığı türden emeği değersizleştirme arzusunu da yansıtan bir estetik biçimi ortaya çıkarıyor. Kaynakları boşa harcadıkları yetmezmiş gibi, dünyayı gereksiz ve taklit bir çirkinlikle dolduruyorlar.

Teknoloji şirketlerinin geliştirdiği yapay zekâ ürünlerinin, tüm bu kaynak tüketiminin kapitalizmde kârı arttırmak amacıyla kullanıldığını bilsek de sormamız gerekiyor: Tüm bu büyük modeller, tüm bu yapay zekâ araçları insanlığa ne kazandırıyor? Çevirileri daha hızlı yapmanın, yazıları daha hızlı yazmanın, sürekli kolayca görsel üretmenin, videolar oluşturmanın, üretimi aşırı hızlandırmanın tüm bu kaynak tüketimine değecek bir yararı var mı? Hiç olacak mı? Tüm bunlar için kurulan veri merkezleri ve bilişim altyapısı, sürekli veri toplanması ve bunların saklanması kapitalizmin kârını arttırmak, üzerimizdeki hegemonyasını çoğaltmak, sürekli gözetim ve denetim altında tutulmamız dışında neye yarıyor?

Dolayısıyla kapitalist sistem içerisinde teknoloji ürünlerinin, gezegenin ve canlıların yararına kullanılabileceği düşüncesi bir yanılgıdır. Teknolojinin gelişmesinin eninde sonunda kurtuluşumuzu sağlayacağı, bunun için kapitalizmi daha demokratik bir biçime getirmemiz gerektiği de bir hayaldir. Kapitalist sistem, yapısı gereği yapay zekâ veya teknolojik gelişmeleri insanlığın yararı için değil, daha fazla kâr ve güç için üretir. Bu yüzden bu teknolojilerin insanlık yararına kullanılması için önce kapitalizmle yüzleşmeli ve mücadele etmeliyiz. 

Ezcümle gündelik yaşamımızın her alanına nüfuz eden24, yaşamlarımızı algoritmik bir düzene zorlayan25, üzerimizde yoğun bir hegemonya ve baskı kuran başta yapay zekâ olmak üzere tüm bilişim teknolojilerini iyice anlamalı, kavramalı, yüzleşmeli ve kapitalizme karşı mücadeleyi sürdürürken onları insanlığın, gezegenin, canlıların yararına nasıl yeniden inşa edebiliriz ve biçimlendirebiliriz diye düşünmeliyiz. Bize düşen kapitalizmi alt etmenin, yapay zekâyı da diğer teknolojileri de faşizmin elinden almanın yollarını aramaktır.

  1. Vikipedi, Schwerbelastungskörper, 22 Nisan 2025 ↩︎
  2. Vikipedi, Welthauptstadt Germania, 16 Eylül 2024 ↩︎
  3. Alberto Zambenedetti, Filming in Stone: Palazzo della Civiltà Italiana and Fascist Signification in Cinema, Annali d’Italianistica, Vol. 28, Capital City: Rome 1870-2010 (2010), pp. 199-215 ↩︎
  4. Vikipedi, Nazi Mimarisi, 5 Ekim 2024 ↩︎
  5. Wikipedia, Fascist architecture, 9 Temmuz 2025 ↩︎
  6. Vikipedi, Uçaksavar kulesi, 9 Şubat 2025 ↩︎
  7. Vikipedia, Palazzo della Civiltà Italiana, 26 Temmuz 2025 ↩︎
  8. Vikipedi, Mauthausen-Gusen toplama kampı, 30 Mayıs 2024 ↩︎
  9. Vikipedi, Bagger 288, 7 Ağustos 2024 ↩︎
  10. AI Now Institute, Artificial Power: 2025 Landscape Report, 3 Haziran 2025 ↩︎
  11. T. E. Kalaycı, ABD’yi Sarsan Yapay Zekâ Modeli, 3 Şubat 2025 ↩︎
  12. S. Chen, Veri merkezleri 2030 yılına kadar yapay zekânın etkisiyle iki kat daha fazla enerji kullanacak, 12 Nisan 2025 ↩︎
  13. The Guardian, Zuckerberg says Meta will build data center the size of Manhattan in latest AI push,
    16 Temmuz 2025 ↩︎
  14. The New York Times, OpenAI Says It Will Build Massive Data Centers in the U.A.E., 22 Mayıs 20250 ↩︎
  15. G. Samaras, E. Strubell, R. Krishnan, Yapay zekânın enerji üzerindeki etkisi hala önemsiz, ancak bu konuyu nasıl ele aldığımız çok önemli, 23 Haziran 2025 ↩︎
  16. Almanya Wildcat, Kapitalist zekâ mı? (II), 3 Nisan 2025 ↩︎
  17. Bloomberg Technology, AI Is Already Wreaking Havoc on Global Power Systems, 21 Haziran 2024 ↩︎
  18. Bloomberg Technology, AI Is Already Wreaking Havoc on Global Power Systems, 21 Haziran 2024 ↩︎
  19. Financial Times, Inside the relentless race for AI capacity, 31 Temmuz 2025 ↩︎
  20. AI Index Steering Committee, The AI Index 2025 Annual Report, Institute for Human-Centered AI, Stanford University, Stanford, CA, Nisan 2025. ↩︎
  21. Bloomberg News, AI is draining water from areas that need it most, 8 Mayıs 2025 ↩︎
  22. Angry Workers,  The Summer of Semis – On the global microchip and wider system crisis, 19 Eylül 2022 ↩︎
  23. G. Watkins, Yapay Zekâ: Faşizmin Yeni Estetiği, 19 Nisan 2025 ↩︎
  24. A. Jones, Sınıf Savaşımı Olarak “Yapay Zekâ”, 6 Haziran 2025 ↩︎
  25. G. Winant, Algoritma egemenliğinde yaşam, 29 Nisan 2020 ↩︎

Sitemizde yer alan çeviri ve yazılardaki tüm görüşler kolektifimizin fikirlerini yansıtmayabilir. Bu yazıları, bilişim alanındaki gelişmeleri Marksist bir perspektifle ele almayı mümkün kılacak katkılar sunduğu için seçip yayımlıyoruz.